21.yüzyılda, ekonomik ve sosyal yapılar değişirken, girişimcilik, yükseköğretim kurumlarının stratejik öncelikleri arasında yer almaktadır. Girişimciliğin üniversitelerde sürdürebilirliği, akademisyenlerin bireysel refahları ve sahip oldukları bazı özelliklerle de ilişkilidir. Akademisyenlerin profesyonel sorumlulukları ile kişisel yaşamları arasında denge kurmaları, verimliliklerini artırabileceği gibi, mesleki motivasyonları, kendi başarılarını kontrol etme ve zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olabilir. Bu bağlamda çalışma girişimciliğin dönüşen dinamiklerini iç kontrol odağı, iş yaşam dengesi ve mesleki motivasyon etkileşimleri açısından ele almayı amaçlamaktadır. Araştırma, yükseköğretim kurumlarındaki akademisyenlerin girişimcilik eğilimleri ile iş-yaşam dengesi ve mesleki motivasyon arasındaki ilişkileri anlamak ve bu süreçlerin nasıl desteklenebileceğine dair stratejiler geliştirmek üzerine odaklanmaktadır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar, akademisyenlerin iç kontrol odaklı girişimcilik eğilimlerinin iş-yaşam dengesi ve mesleki motivasyon ile anlamlı bir şekilde ilişkilendirildiğini göstermiştir. Elde edilen bulgulara göre, iş yaşam dengesi iç kontrol odaklı girişimcilik eğilimini artırmaktadır. İş yaşam uyumu ve kendine zaman ayırma özerklik düzeyini artırmaktadır. Elde edilen diğer sonuca göre mesleki motivasyon iç kontrol odaklı girişimcilik eğilimini artırmaktadır. Mesleki özellikler özyeterlilik düzeyini artırmaktadır.

This study aims to analyze postgraduate theses conducted in Turkiye on the use of augmented reality (AR) technology in English as a foreign language (EFL) education. The sample of the study consists of master's theses and doctoral dissertations related to the target subject in the database of the Council of Higher Education Thesis Center. The document content analysis method was employed to analyze the theses, and the analysis mainly covered the following topics: the aims of the studies, the learning environments in which they were conducted, the size of the sample group, the research methods, data collection and analysis techniques adopted in the studies, and the main findings. The main results of the study demonstrated that most of the theses used mixed research methods, they mostly used surveys as data collection tools, and many of them were conducted in university contexts. Also, many of the examined theses determined that participants generally have a positive attitude toward the use of AR technology, and that this technology can contribute positively to the active participation of students in the EFL learning process. Additionally, the findings showed that some studies focused on the affective impacts of AR in EFL contexts or its effects on some language areas such as vocabulary, and listening. However, it has been revealed that there is a lack of detailed research on AR and its effects on other language skills and domains such as reading, grammar, and pronunciation. An evaluation of the number of the theses highlights that studies on AR-based English education are very limited, and therefore, additional theses are required to investigate this subject from various aspects. To conclude, this study provides comprehensive information about the content of the obtained theses on the utilization of AR in EFL learning contexts in Turkiye.

Eğitimde teknolojinin kullanılması ile göz hareketleri, fiksasyonlar, göz hareketleri, ilgi alanları ve göz bebeği boyutu gibi davranışsal verileri toplamak için değerli bir araç olarak göz izleme teknolojisini ortaya çıkarmıştır. Bu teknoloji, öğrenme süreçlerine ilişkin içgörüler sunarak araştırmacıların öğrencilerin bilgileri nasıl edindiğini ve işlediğini anlamalarına yardımcı olur ve kaliteli öğretim tasarımında önemli araç olarak kullanılabilmektedir. Eğitim ortamlarında göz izleme üzerine önemli bir literatür olmasına rağmen, bu makalelerin tematik dağılımı, araştırma niteliği ve atıf etkisine ilişkin bilgi sınırlı kalmaya devam etmektedir. Araştırma kapsamında öğretim tasarımında göz izleme teknolojisinin kullanımına ilişkin araştırmalara genel bir bakış sağlamak amacıyla bibliyometrik analiz kullanılmıştır. Bu bibliyometrik analiz, öğretim tasarımı ve insan-bilgisayar etkileşimi içindeki göz izleme teknolojisiyle ilgili makaleleri belirlemek ve ölçmek için sistematik bir inceleme kullanmış ve 2004'ten 2024'e kadar olan son 20 yıldaki yayınlara odaklanmıştır. Web of Science veri tabanında kapsamlı bir arama yoluyla 142 makale ayrıntılı analiz edilmiştir. Bulgular, öğretim tasarımında göz takibi teknolojilerinin kullanımında son 20 yılda doğrusal ve tutarlı bir artış olduğunu ortaya koymaktadır. Araştırma kapsamında, makalelerin eğilimini, etkili yazarları ve ülkeleri, alandaki en çok atıf alan makale ve dergileri belirlenmiştir.

Sanat, tarihsel gelişim süreci içerisinde sürekli değişen toplumsal yapının interaktif önemli bir parçası olmuştur. Günümüzde sanatçıların üretirken, teknolojinin olanaklarından yararlanmaları, eserlerinin gündelik hayata olan etkisini kuvvetlendirmektedir. Teknoloji ve çağın gereksinimlerine uyumlanarak sınırlılıkları genişleyen baskıresim, asırlar boyu devam eden kitle eğitim, iletişim ve kültür taşıyıcılığı özellikleriyle bilgi ve hız çağının da getirisi olarak sentezlediği disiplinlerarası uygulamalarla, sanat tarihindeki en ilgi çekici ve etkileyici haline evrilmiştir. Baskıresimlerini, çağdaş sanat üretimlerinde diğer disiplinlerle ilişkilendirerek kullanan sanat eğitimcisi ve sanatçı Nicola López, Amerika ve dünyanın en önemli müzelerinde enstalasyonlar üretmek üzere davet edilmiş, burslar ve ödüller kazanmıştır. López, baskıresim, çizim, fotoğraf, video gibi farklı disiplinlerdeki işleri bir arada kullanarak, çağdaş baskıresime ivme kazandıran sanatçılardandır. Parçadan bütüne ulaşan enstalasyonları, toplumsal farkındalık yaratmayı amaçlayan mesajlar içermektedir. Bu makalede, López'in, günümüzde kentleşme ve teknoloji ile kaosa dönen doğa peyzajına odaklanan, "Umut Veren Bir Yarın", "Yarı-Yaşam" ve "Çorak Topraklar Garip Hayaller Doğurur" adlı disiplinlerarası baskıresim enstalasyonlarının eser analizi ve yorumlanması amaçlanmıştır.

Bu çalışmada coğrafya öğretmenlerinin görüşleri doğrultusunda, liseye yeni başlayan öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyinde bilgi ve beceri boyutundaki eksikliklerini tespit etmek ve bu sorunlara sosyal bilgiler eğitimi bağlamında çözüm önerileri geliştirmek amaçlanmıştır. Çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 18 coğrafya öğretmeni oluşturmuştur. Çalışma grubu, amaçlı örnekleme yöntemlerinden kolay ulaşılabilir durum örneklemesi ile belirlenmiştir. Veri toplama aracı olarak anket formu kullanılmıştır. Veriler frekans analizi ve içerik analizi yoluyla çözümlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre coğrafya öğretmenleri liseye başlayan öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyinde başta bilgi yetersizliği olmak üzere, harita okuryazarlığı, kavrama becerileri ve tablo ve grafik çizme, konum analizi, zaman ve kronolojiyi anlama ve politik okuryazarlık, kanıt kullanma, gözlem, çevre okuryazarlığı ve mekânı algılama gibi temel coğrafya becerilerinde önemli eksiklikler yaşadığını belirtmişlerdir. Bu durumun başlıca nedenleri arasında sosyal bilgiler dersi öğretim programının yetersizliği, eğitim sistemindeki sorunlar, motivasyon eksikliği, öğretmen merkezli yöntem ve tekniklerin kullanılmasına yönelik görüşler ileri sürmüşlerdir. Öğretmenler öğrencilerin bu eksiklerini gidermek için programın yeniden düzenlenmesini, aktif öğretim yöntemlerinin, amaca uygun öğretim materyallerinin kullanılmasını ve beceri odaklı bir yaklaşım önermişlerdir. Bu sonuçlar coğrafya eğitiminde daha etkili ve bütüncül bir sürecin gerekliliğini ortaya koymaktadır.